22 Nisan 2008 Salı

... kırkınında kalbi kırık kalp ...




Kalbim ilk günkü gibi iyileşmiyor artık … eskisi gibi boşvermiyor olağanlara …her şamarda bilenip için için , yine yüzünü değiştirip birdaha patlatıyorlar yüzüme sanki …benmi çok salağım , bu kadar saf bekliyorum herkesi yüreğime … yoksa insanların duyguları mı çok monotonlaştı … el değmez bir pervasızlık herkeste … dün gözyaşını silen , bugün neden içine içine akıtıyor pis kanını…

kalbim ilk günkü gibi atamıyor heyecanla … ilk günkü gibi sevmiyor çünkü kimse kimseyi … yarınına saklıyor herkes bir çıkar için sevgisini bile … “neme lazım” bir fikir bütünlüğü var yüreklerde bile demek ki , bugün biraz sev , yarında biraz … nasıl olsa gitmiyor bir yere … peşin bir haykırış duymadım ne zamandır içime doğru bir yerden. Şöyle beynimden akan kan süzüle süzüle akmadı kalbime doğru … hangi aralıkta kimler sevdim , kimleri sövdüm bilmiyorum …

ama kalbim ilk günkü gibi beslenmiyor artık… eskisi gibi çağlamıyor damarlarımla kan kalbime … kim çatlattı en son heyecandan yüreğimin duvarlarını ? ne zamandır hiç spazm yaşamadım farkındayım … en son ne zaman kilitlendi dudaklarım bir kul karşısında … takribi bir toz zerresini doldurmaz geçen zamanda kazandığım , kaybettiklerimin yanında … kalbimdeki tutuşan ormanda yanan yanında kurtarılan nedir ki … kaç hektarlık alan kullanılamaz durumdadır kim bilir …

kalbim ilk günkü gibi iyileşmiyor artık … eskisi gibi boşveremiyor … boş verebilmek cömertliktenmiş , anladım… boş vermek …

anladım ki , insan yürekte yer kalmayınca , boş veremiyor …